26 Ağustos 2019 Pazartesi

DESTAN




              Birileri birilerine yol olmayı seçerken; birileri birilerine çıkmaz sokak olabilir..
         Birileri birileri için dağları aşmayı göze alırken; birileri birilerinin önüne kalın duvarlar örebilir..
         Bazıları bir kere sarılmak için kilometreleri göze alırken; bazıları yanı başındakinin güzelliğini göremez..
         Bazen kokusu burnunda tüter dokunamazsın; bazen de gözünün önünde olur hissedemezsin varlığını...


         Hadi koyun kahveleri, hazırlıklar yapılsın, yeni hikayemiz başlasın.. 

    Uzak diyarların birinde kara yağız bir delikanlı yaşarmış. Kaşı, gözü, heybeti dillere destanmış. Bir yumruğuyla yer gök inler, bir adımla dağları yerinden oynatırmış. Attığını vuran, hedefine hissettirmeden gafil avlayan çok da iyi bir avcıymış. Ülkenin gençleri gibi vaktini boşa harcamaz sürekli yeni uğraşlar edinmek çaba harcarmış. Doğaya ve hayvanlara ilgisi oldukça fazlaymış. Özellikle arılara karşı farklı bir ilgisi varmış, her ağacı tek yaprağından tanırmış...

  Uzak diyarların birinde; bu kara yağız delikanlının yaşadığı ülkenin bilinmeyen bir köyünde bir genç kız yaşarmış. Zekasıyla herkesi kendine hayran bırakan, saçları aslan yelesi, gözleri kömürden daha kara, yüzünün güzelliğinin ışıltısı elmas gibi görenlerin aklını kaybetmesine sebep olan, kalbi kendinden de güzel bir kızmış...

  Bir gün delikanlı avlanmak için ormanda gezinirken, birinin geçtiğini görmüş.. Genç kız, köyünde su olmadığı için her gün ormanın diğer tarafından testilerle su taşırmış köyüne.. Tesadüf bu ya işte, o da delikanlıyı fark etmiş. Gel zaman, git zaman bu tesadüfler rutin halini almış. Delikanlı kızı çok beğenmiş, kız da delikanlıyı.. Delikanlı kızı izlemeye başlamış, kız da gizli gizli takip etmiş delikanlıyı... Ama delikanlı kızı incitmekten çok korkuyormuş, kız da incinmekten...
Derken bir gün  delikanlı kıza açılıp ona bir şiir söylemeye karar vermiş ve dilinden şu mısralar dökülmüş;

      Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur,
      En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.      
      Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;       
      Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...

Kız bu sözlere vurulmuş, kalbi ise bir kuşun kanat çırpışı gibi hızlı hızlı atmış... Bu orman onların aşk yuvası olmuş. 

Derken delikanlı zamanla bu aşktan sıkılmış, eski alışkanlıklarını arar olmuş. Kız her şeyin farkındaymış ama belki düzelir demiş.  Umut etmiş gökyüzüne bakarak, dolunayda bir dilek tutmuş. Lakin avcı ruhlu delikanlı dönmemiş geri...

Bir gün yine genç kız köyüne su taşırken, bir an da sol yanında bir acı hissetmiş. Dizlerinin üzerine çökmüş, sağ elini sol göğüs kafesinin üzerine koymuş ve sıcak bir şeylerin aktığını hissetmiş.. O an'da delikanlı gözünün önünde belirmiş. Genç kız hayal zannederek içinden geçen her şeyi söylemiş. ' Bana tekrar böyle güzel bakman için illa ki ölmem mi gerekirdi, beni ikinci kez öldürdün ' dedikten sonra olduğu yere yığılıp kalmış ve hemen oracıkta son nefesini vermiş... 

Delikanlı o zamana kadar hiçbir şeyin farkında değilmiş. Kızın ağzından dökülen sözcükler boğazında düğümlenmiş, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacakmış bunu geçte olsa anlamış..
Delikanlı, genç kızı aslında çok sevdiğini orada anlamış, gözyaşları sel olup akmış, delikanlı düşünmekten Ruh Adam olup bitap düşmüş...

Bu masalda dilden dile dolaşıp efsane halini almış..

Zaman kimisine ilaç, kimisine zehir..
Zaman kimisine tecrübe, kimisine pişmanlık olur..
Yürekten geçenle ağızdan çıkan bir olursa; sevgi pırlanta, dil bal olur..

Demem o ki;

Sabah uyandığınızda varlığıyla mutlu olduğunuz biri varsa,
Bir melodi duyduğunuzda aklınıza ilk o geliyorsa,
Bir şeye güldüğünüzde onunda buna güleceğini düşünüyorsanız,
Kokusu size huzuru anlatıyorsa,
Birlikte paylaştığınız her andan zevk alıyorsanız,
O'na dokunduğunuzda kalbiniz hızla çarpıyorsa,
Engelleri aşmak için çaba gösteriyorsa,
Ne kadar uzağa gitseniz de birbirinizden,
Bütün yolların O'na çıkacağını biliyorsunuz..

Dilerim ki;

Bütün her şeye rağmen yanınızda yokken bile varlığı huzur veriyor, yaşadığınız bütün anılar için O'na minnettar olabiliyorsanız; SEVİN !

Çünkü; Umutlarda bir gün biter, Sen yeter ki gökyüzüne bak ..

NOT :  Kamlançu ülkesine bahar gelip de kuşlar ötüşmeye başlayınca, ağaçlarda ve yerlerde çiçekler açınca, o büyük çam ağacının altında, bizim kara yağız delikanlı eğer isterse; parlak bakışlı, ay yüzlü kızı orada tekrar görecektir....







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder