16 Nisan 2016 Cumartesi
An'lar
Bazen öyle an'lar olur ki olmamamız gereken bir yerde buluruz kendimizi... Hiç yaşamamamız gereken bir durumun tam ortasında oluruz. 'Belki de böyle olması gerekiyor' diyerek kendimizi kandırırız. Yanlış olduğunu bildiğimiz halde bunu yaparız. Nedense 'hayır' diye cevap vermemiz gerekirken 'evet' diyoruz. Gitmemiz gereken yerlerden vazgeçip, dinlenmemiz gereken yerlerde hipodromda yarışan atlar gibi durmaksızın koşuyoruz. Nereye gidiyoruz ? Bilmiyoruz. Rüyalarımızın sonu gelmiyor. Ayık olmamız gerekirken çaresizlik içinde sarhoş oluyoruz. Denizin dalgalarını dinleyip dalıyoruz hayallere. Yıldızlar bile bakıp bu gereksiz durumla dalga geçiyor. Gözlerimiz baka kalıyor sonsuz boşluğa. Geçmişimizde ki keşkelerimizle boğuşup duruyoruz kesintisiz. Fondaki şarkı eşlik ediyor gözlerimizden akan pişmanlıklarımıza. Kendimizle savaş içinde kıvranıp duruyoruz. Yüreğimiz alkış tutuyor halimize...
' Eğer ' diye başlıyorsak bir cümleye canımız biraz daha yanıyor. ' Acaba ' diyerek olasılık cümleleri kurmak acıtıyor ruhumuzu. Belki de ' o gün orada olmamam gerekirdi ' diyoruz. Aldığımız nefes ciğerlerimizi yakıyor. Geri dönemiyoruz. Kızıyoruz kendimize. Elimizde tuttuğumuz bir bardak çay ya da geçen vapurun sesi bize teselli olmuyor. Kalkıp gitmek geliyor aklımıza. Aynı anda geri dönebilseydik eğer; o trene hiç binmezdik, o bankta oturmazdık. ' Hayır ' demenin tadını çıkarırdık. -Aşk'la- hiç karşılaşmazdık. Belki de canımız bu kadar yanmazdı. Ya da her zaman yaptığımız gibi < Yanlızlığımız'a > sarılıp uyurduk, sonunda AŞK'ı bulmuş gibi....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder