6 Ekim 2018 Cumartesi

PAPATYA




  İnsan bazen arıyor... Hayalini, belki de kendini... Bir şarkıda, bir gülüşte, bir bakışta belki de sokak lambasının aydınlattığı sokakta... Çok mutluyum dediğin anda dibi görmezsen bulamıyorsun sorularının cevabını...
  Sahiden ne arıyoruz ? Kim için bu çırpınışlar ? Neyi bekliyoruz ? Ne için aldığımız nefesler ?
   
  Ben hep 'iyi bir insan olmak' için çaba gösterdim. En azından öyle olduğumu düşündüm. Ama artık iyi bir insan olmanında bir faydası yok bu dünyaya!
  Kırmamak, dökmemek için çaba sarf ettiğin her şeyin seni paramparça etmesi ne tuhaf şey! Kaçtığın her şey seni nasıl buluyor ? Gözyaşı, ayrılık, hüzün, özlem...
  İnsan belirleyemiyor ki kaderini. Her şey bir parça iz bırakıyor kalbinde, benliğinde... Tat alamaz oldum. İçtiğim su acı, uyuduğum uyku anlamsız, şarkıların sözlerine takılı kalmıyorum artık akıp gidiyor sadece...
  Umut ne zaman bitiyor biliyor musun ? Umut ettiğin, uğruna savaş verdiğin şeye;  başkası kolayca sahip olup, elinde umutlarının oyuncak olduğunu gördüğünde...  
  Canını en çok ne yakar biliyor musun ? Kalbini acıtan şey ölecekmişsin gibi hissettirirken, sen o acıyla yaşamayı öğrendiğin zaman anlarsın her şeyi... Ölmezsin ama bu acı seni ölmekten beter eder...
  Giden hiçbir şey geri gelmiyor be Mecnun. Geride güzel anılar ve gözyaşları kalıyor. İnsan yaşadıklarından da, yaşamak isteyip yaşayamadıklarından da pişman olmuyor mu zaten? Hangisi daha acı? Ben hala çözemedim de...
 O zaman yine mutsuz sonla bitecek bir masal anlatayım size... Kahveleri hazırlayın...

 Güzeller güzeli bir beyaz papatya varmış. Yaprakları inci gibi parlak ve özenle dizilmiş gibiymiş. O kadar güzelmiş ki, o kadar beyazmış ki; sanki bütün kirliliklere inat. Diğer papatyalar arasında hemen fark edilirmiş. Kocaman, heybetli dağın eteğinde güvendeymiş. Dağ her zaman arkasındaymış. Güneş açtığında gölgesiyle korur, yağmur yağdığında çimenlerin arasına saklarmış zarar görmesin diye papatyayı. 

  Mavi kelebekten bahsedelim birazda. Güneşte ışıldayan kanatlarının güzelliği dillere destanmış. Görenleri kendine hayran bıraktıran rengi, aşık olunası bir havası varmış.

  Günlerden bir gün; kelebek dağın üzerinde uçarken, papatyayı fark etmiş. Hemen yanındaki çimenlere konmuş. İzlemiş papatyayı hayran hayran. Kokusu o kadar güzel gelmiş ki, koklamaya doyamamış. Yapraklarına baktıkça yüzü gülmüş. Şans bu ya, papatyada kelebeği fark etmiş. Kendisine bakarken yakalamış kelebeği. Rengi o kadar güzelmiş ki gözlerini alamamış. Aşık olmuş papatya kelebeğe ve nitekim kelebekte papatyaya...
  Kelebek artık her gün gelmeye başlamış papatyayı görmeye. Papatya kelebeği her gördüğünde daha da güzelleşmiş, daha çok parlamaya başlamış. Kelebek her gün yanına kadar gelir papatyanın ama dokunamazmış. Bilirmiş ki bir kez dokunursa papatya solar.. Uzaklaşmaya çalışmış.. Artık gizli gizli izlemeye başlamış papatyayı. Kelebek eskisi kadar gelmemeye başlayınca, papatya üzülmeye başlamış... Zaman hızla akıp gitmiş. Mavi kelebek bir gün başka  bir kelebekle gelmiş dağın eteğine. Papatya görmüş ve şaşırmış. Canı acımış. O inci gibi parlak yaprakları yavaş yavaş dökülmeye başlamış. Kelebek zannetmiş ki uzak durursa papatya solmaz, papatyanın canı yanmaz... Ama düşünememiş, papatya On'suzluktan ölmeye başlamış. Heybetli dağ daha çok sarmalamaya başlamış papatyayı ama ne fayda...
  Günler günleri kovalamış. Kelebek, papatyayı merak edip gelmiş, uzaktan bakmış, gözlerine inanamamış. ( Her katil bir gün olay yerine geri döner, kurbanını görmek için.) Papatyanın bütün yaprakları dökülmüş, ışığı sönmüş... Kelebek kendine çok kızmış, ağlamış. Papatya solmuş ve bir daha eskisi gibi olamamış. Ne güzelliği kalmış ne de ışığı... Kelebek pişman olmuş; ' KEŞKE! ' demiş ... 


 Hey arkadaş korkma !

 Sevmekten korkma,
 Sevilmekten korkma,
 Çaba sarf etmekten korkma,
 Ağlamaktan korkma,
 Umut etmekten korkma !!!

 Hey arkadaş kork !

 Kalp kırmaktan kork,
 Hayal kırıklığı olmaktan kork,
 Beddua almaktan kork,
 Kötü insan olmaktan kork,
 Çaresiz bırakmaktan kork !!!


 VE bir gün dönersen geriye,
 Solmuş bir papatya bulmak istemiyorsan;
 Gerekirse gözyaşlarınla sula,
 Çekip gitmek yerine savaş,
 Kimse için pişmanlık olma...
 İnsan her acıya katlanır ama 
 Sevgisiz yaşayamaz...
  
'Keşke' dememek için;
 Yarım bırakmayın, 
 Yar'sız bırakmayın!...


  " Sen ki eşsiz bir güzelliğe sahipsin Sevgili Papatya'm ... "
    Demiş Mavi Kelebek, Papatya'nın mezarını gözyaşlarıyla  ıslatırken....
     
    
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder