12 Eylül 2018 Çarşamba

DENİZ KIZI

  

       İnsan ulaşamadığı şeylerin 'delisi', ulaştığı her şeyin 'nankörüdür' diyerek insanlığın değer biçme, bir şeye değer verme ölçüsünü tek cümleyle özetliyor sevgili Pablo  Neruda.
Bizler, biz insanoğlu böyleyiz işte.. Ne kadar uzaksa bir şey o kadar kıymetli geliyor ki evet adeta deli oluyoruz.Ama ne zaman ki bizim oluyor, yüzüne bile bakmıyoruz...

      Zaman varken yayıyoruz her şeyi. Zaman yoksa, kalmamışsa hipodromda yarışan atlar gibi koşuyoruz ardından. Bu kıymet bilmeme halinin bir açıklaması var mı acaba ? O halde size deniz kızıyla balıkçının hikayesini anlatayım... Dilerseniz kahvenizi hazırlayın...

      Bir adam varmış, uzak diyarların birinde. Geçimini balık tutup, tuttuğu balıkları satarak sağlarmış. Ama bu adam fırtınadan ve diğer balıkçıların anlattığı ve de efsane olduğuna inansa da hiç görmediği deniz kızlarından çok korkarmış...
Yine bir gün adam balığa çıkmış. Teknede yalnız. Bir anda çok büyük bir fırtına kopmuş, tekne yalpalamaya başlamış. Balıkçı korku içinde ne yapacağını şaşırmış. Tekne tam devrilecekken, balıkçıyı bir deniz kızı kurtarmış. Balıkçı kendine geldiğinde gözlerini yavaş yavaş açmış ama o da ne şaşkınlıktan ağzı açık kalmış.İlk önce inanamamış. Çünkü bu bir rüya olmalıymış. Deniz kızı o kadar güzelmiş ki; kızıl renkli saçları bir alev gibiymiş. Kocaman yeşil gözleri, ay ışığında parlayan upuzun bir kuyruğu varmış. Balıkçı deniz kızına aşık olmuş, deniz kızı da balıkçıya...
      Gel zaman git zaman birbirlerini görmek için hep aynı yerde buluşurlarmış. Deniz kızı balıkçı yorulmasın diye ona balık tutup getirirmiş, kıyıya kadar teknesini de itermiş. Zamanla bu görüşmeler rutin halini almış. Balıkçı deniz kızına sürekli sorular sorarmış. 'Senin gibi başkaları da var mı? Onlar nerede?' diye. Deniz kızı bıkmadan, usanmadan sorulan sorulara cevap verip balıkçı için canı pahasına her şeyi yaparmış. Artık balıkçı deniz kızını görmekten sıkılmış. Lükse bak! Neyse.. Daha az gelmeye başlamış deniz kızını görmeye. Ama deniz kızı aynı yerde hep beklermiş, balıkçı belki gelir ümidiyle.. Balıkçı başka deniz kızlarını görmek için denizi dolaşmaya başlamış. Deniz kızı bu sevdanın imkansız olduğunu bilse de hep beklemiş balıkçıyı vazgeçmemiş..
    Yine bir gün beklerken balıkçı çıkagelmiş. Deniz kızı çok sevinmiş. Balıkçı artık görüşmek istemediğin, bu ilişkinin imkansız olduğunu söyleyip çekip gitmiş...
     Aylar ayları kovalamış.. Balıkçı deniz kızını merak etmeye başlamış. Eskiden buluştukları yere gitmiş. Nasıl olsa deniz kızı beni orada bekliyordur diye düşünmüş. Yine bir fırtına çıkmış, tekne yalpalamaya başlamış. Balıkçının teknesi tam devrilecekken, bir deniz kızı onu kurtarmış. Balıkçı kendine gelmiş, gözünü açıp baktığında şaşırmış ama bu deniz kızı eskiden sevdiği deniz kızı değilmiş. Sormuş, öğrendiğinde ise kahrolmuş. Kendine kızmış ama nafile çünkü artık kızıl saçlı deniz kızı yokmuş...
      Efsaneye göre deniz kızları ağladıklarında, bir damla gözyaşı düştüğünde gözlerinden ölürlermiş. Balıkçı gittiğinde,
 'ortada hiçbir sebep yokken', deniz kızı çok üzülmüş, gözünden bir damla yaş akmış ve balıkçı uğruna gözünden düşen bir damla yaş onun ölüm nedeni olmuş...
      Evet dostlar bu masal mutlu sonla bitmiyor. Deniz kızı balıkçı için her şeyden hatta canından bile vazgeçiyor. Balıkçı pişman oluyor ama ne fayda....


      Demem o ki; değerini kaybedince anlayacağınız şeylerin peşinden koşmayın, yorulmanıza gerek yok.. Size verilen değerin, uğrunuza savaşan insanların kıymetini bilin...

      Bir insan gözlerinizin içine bakıp, 'huzur' kelimesinin yeryüzündeki şekil almış hali sensin diyorsa, senin yanında hiç olmadığı kadar 'mutlu', hiç olmadığı kadar 'özgür' hissediyorsa, bir zahmet o insanı  yatırın dizlerinize saçlarını okşayın.. Çünkü öyle birinin sizin sevginizden, sizin tarafınızdan sevilmekten başka hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

     Ey insanoğlu !
     SEV,
     SEVİL,
     Bir zahmet zamanın kıymetini BİL!

  
NOT: Sen ki kalbi kendinden daha güzel olan deniz kızı, değmeyecek bir balıkçı için üzülmene gerek yok. Senin tek damla gözyaşın, hayatının bedeli olmasın...

Küçük balıkçı teknesinden, kalbi kendinden daha da güzel olan deniz kızına...