17 Eylül 2016 Cumartesi

İNATLA








Yana  yana kül olmak, susarak bağırmak.. Koca okyanusta balıkçı teknesi olup yalpalamak zor.. Zor be azizim; sevmek güzel, sevilmek güzel ama kırmadan, kırılmadan, dökmeden, taşırmadan sevmek zor.. Kalp kırmak kolay, gönül almayı bilmek zor. Umut ışığı olmak için çabalarken, çabaların karşılığı olmaması zor. Kırık kalpleri tamir etmek zor, imkansız değil. Satır satır yazmak kolay, uygulamaya koymak zor. Konu sevmek değil, sevilmekten korkmak... O kadar kırılmışız ki; sevmekten, sevilmekten korkar olmuşuz. Beceremiyoruz sevdiğimiz kadar sevilmeyi, beceremiyoruz kırmamayı, dökmemeyi... Birine nefesi kadar yakınken, nefreti kadar da uzak olabiliyoruz. Yanlış insanların hatalarıyla doğru insanları ne kadar kolay yargılar olduk...









Yanılgılar, yanılsamalar... Ne istiyoruz ? Sevdiğimiz kadar sevilmek. Ne kadar sevdik? Aldığımız nefes kadar ... Sonra ? Gitti... Öldük mü ? Yaşayan ölüler olduk... Sevdiğin nerede ? Hayatına devam ediyor... Sen ? Can kırıklıklarımla ayakta kalmaya çalışıyorum. Korkuyorum.. Tekrar sevmek istemiyorum. Kırgınlığımla  kırmak istemiyorum kimseyi... Kimsenin pişmanlığı olmak istemiyorum...Ya gerçekten sevilirsen? Ya gerçekten kırıklarını toparlarsa gelen ? İzin vermelisin belki de.. Her günün aydınlansın, yüzündeki tebessüm gerçek olsun istiyorsan, çalan kapıyı açıp ' Hoş geldin, gir içeri ' diyebilmelisin. Yeniden, inatla sevmelisin ... Çok Sevip, Sevilmeli'sin azizim...